Telefon:
+90 (312) 911 81 94

Adres:
​Çetin Emeç Bulv. Yukarı Öveçler Mh. Lizbon Cd. No: 2/3 Çankaya, Ankara

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), Türk ceza adalet sisteminde önemli bir yere sahip olan ve belirli koşullar altında mahkemenin, sanık hakkında verdiği hükmü açıklamayıp, belli bir süre ertelemesine olanak tanıyan bir hukuki kurumdur. Bu kurum, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 231. maddesinde düzenlenmiştir ve Türk ceza hukukuna 2006 yılında girmiştir. HAGB nedir sorusuna cevap ararken, bu kurumun temelinde yatan felsefeyi ve uygulamadaki önemini anlamak gerekmektedir. Özünde HAGB, suçlunun topluma yeniden kazandırılması, cezaevlerinin doluluk oranının azaltılması ve adalet sisteminin daha etkin işlemesi gibi amaçlara hizmet etmektedir.

Hukuki Çerçeve ve Amacı

HAGB’nin hukuki çerçevesi, CMK’nın 231. maddesinde detaylı olarak çizilmiştir. Bu maddeye göre, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise, mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir. HAGB kararı, esasında kurulan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmaması anlamına gelmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 2009 tarihli kararında belirtildiği üzere, HAGB uygulaması için beş yıllık bir sürenin öngörülmesi ve bu sürede uygulanmak üzere denetimli serbestlik tedbiri olarak bir kısım yükümlülükler yüklenmesine olanak sağlanması, yasa koyucunun suç ve suçlulukla mücadele, caydırıcılık ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla takdir yetkisine dayanarak kabul ettiği bir sistemdir.

HAGB’nin temel amacı, özellikle ilk kez suç işleyen ve işlediği suçun cezası görece hafif olan kişilere bir şans daha vererek, onları sabıkalı olmaktan ve cezaevine girmekten kurtarmaktır. Bu sayede, kişinin toplum içindeki konumunu koruması, iş ve sosyal hayatının olumsuz etkilenmemesi hedeflenmektedir. Aynı zamanda, bu kurum sayesinde ceza adalet sisteminin iş yükü azaltılmakta ve cezaevlerinin doluluk oranı düşürülmektedir. HAGB, cezalandırmanın temel amaçlarından biri olan rehabilitasyonu ön plana çıkarmakta ve suçlunun topluma yeniden kazandırılmasını hedeflemektedir.

HAGB’nin Uygulanma Koşulları

HAGB’nin uygulanabilmesi için bazı koşulların bir arada bulunması gerekmektedir. İlk olarak, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması gerekmektedir. Bu, HAGB’nin uygulanabileceği suçları sınırlandırmakta ve ağır suçlarda bu kurumun kullanılmasını engellemektedir.

İkinci olarak, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekmektedir. Bu koşul, HAGB’nin özellikle ilk kez suç işleyen kişilere yönelik bir kurum olduğunu göstermektedir. Ancak, taksirli suçlardan mahkumiyet HAGB’nin uygulanmasına engel değildir.

Üçüncü koşul, mahkemenin, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varmasıdır. Bu koşul, hakime geniş bir takdir yetkisi tanımakta ve her somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılmasına olanak sağlamaktadır.

Dördüncü koşul, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir. Bu koşul, mağdurun ve toplumun haklarının korunması açısından önemlidir ve onarıcı adalet anlayışının bir yansımasıdır.

Son olarak, 1 Haziran 2024 tarihine kadar sanığın HAGB uygulamasını kabul etmesi gerekmektedir. Bu tarihten sonra yapılacak değişiklikle sanığın kabulü şartı kaldırılacaktır. Bu değişiklik, HAGB uygulamasının daha geniş bir alanda kullanılmasına olanak sağlayacaktır.

HAGB’nin Uygulanma Süreci ve Sonuçları

HAGB kararı verildiğinde, sanık beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Bu süre içinde kişinin kasıtlı yeni bir suç işlememesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranması beklenir. Denetim süresi içinde kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha HAGB kararı verilemez.

HAGB kararı, hukuki niteliği itibariyle ne bir mahkumiyet ne de bir beraat kararıdır. Bu karar, sui generis (kendine özgü) bir nitelik taşımaktadır. HAGB kararı adli sicile kaydedilmez, dolayısıyla kişi sabıkalı sayılmaz. Bu durum, kişinin toplum içindeki konumunu korumasına ve iş hayatının olumsuz etkilenmemesine olanak sağlar.

Denetim süresi içinde kişinin kasıtlı yeni bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, bu durumda dahi cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşulların varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.

HAGB’nin Hukuki Niteliği ve Tartışmalar

HAGB’nin hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Bazı hukukçular HAGB’yi bir çeşit erteleme olarak görürken, diğerleri bunun sui generis bir kurum olduğunu savunmaktadır. HAGB’nin ne tam bir mahkumiyet ne de tam bir beraat kararı olmadığı göz önüne alındığında, bu kurumun kendine özgü bir yapıya sahip olduğu söylenebilir.

HAGB uygulaması, ceza adalet sistemimizde önemli bir boşluğu doldurmakla birlikte, bazı eleştirilere de maruz kalmaktadır. Özellikle, mağdur hakları açısından HAGB’nin yeterince koruyucu olmadığı yönünde eleştiriler mevcuttur. Ayrıca, HAGB uygulamasının suçun önlenmesi ve caydırıcılık açısından yeterince etkili olup olmadığı da tartışma konusudur.

HAGB’ye İtiraz ve Yeni Düzenlemeler

Yakın zamana kadar HAGB kararlarına karşı itiraz dışında bir kanun yolu öngörülmemişti. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 1 Ağustos 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla, HAGB kararlarına karşı istinaf kanun yolunun kapalı olması Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Bu karar, hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkı açısından önemli bir gelişmedir.

Yeni düzenlemeyle birlikte, 12 Mart 2024 tarihinden itibaren HAGB kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. Bu değişiklik, HAGB kurumunun daha adil ve etkili bir şekilde uygulanmasına olanak sağlayacaktır. Ayrıca, 1 Haziran 2024 tarihinden itibaren HAGB uygulanabilmesi için sanığın kabulü şartı da kaldırılacaktır. Bu değişiklikler, HAGB kurumunun daha geniş bir alanda ve daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır.

HAGB’nin Pratik Uygulamaları ve Yargıtay İçtihatları

HAGB uygulaması, yargı pratiğinde önemli bir yer tutmaktadır. Yargıtay’ın konuyla ilgili kararları, uygulamanın şekillenmesinde büyük rol oynamaktadır. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2015 tarihli bir kararında, şartları oluştuğu halde HAGB ile ilgili hiçbir değerlendirme yapılmamasının hakimin takdir hakkına taalluk eden bir husus olmadığı vurgulanmıştır. Bu karar, HAGB değerlendirmesinin yapılmasının mahkemelerin yükümlülüğü olduğunu göstermektedir.

Yargıtay’ın başka bir kararında, eski yasa döneminde işlenip adli sicilden silinme koşulları oluşmuş olan mahkumiyetler ile ertelenmiş ve vaki olmamış sayılmasına karar verilen mahkumiyetlerin, HAGB’ye yasal engel oluşturmayacağı belirtilmiştir. Bu karar, HAGB uygulamasının geniş yorumlanması gerektiğini göstermektedir.

Ayrıca, Yargıtay kararlarında HAGB kararına itiraz halinde, merciinin sadece objektif uygulama koşullarının var olup olmadığını inceleyebileceği, işin esasına giremeyeceği vurgulanmıştır. Bu yaklaşım, HAGB kurumunun özerkliğini ve özel niteliğini korumayı amaçlamaktadır.

HAGB ve Uluslararası Hukuk

HAGB benzeri uygulamalar, birçok ülkenin ceza adalet sisteminde yer almaktadır. Örneğin, Almanya’daki “Strafaussetzung zur Bewährung” ve İngiltere’deki “Suspended Sentence” uygulamaları, HAGB ile benzerlikler göstermektedir. Bu uygulamaların temel amacı, HAGB’de olduğu gibi, hafif suçlarda cezaevine girmenin olumsuz etkilerinden kaçınmak ve suçluyu topluma yeniden kazandırmaktır.

Uluslararası hukuk açısından bakıldığında, HAGB’nin insan hakları standartlarına uygun olduğu söylenebilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, HAGB benzeri uygulamaların adil yargılanma hakkına aykırı olmadığı vurgulanmıştır. Ancak, AİHM’in bu konudaki içtihadı, HAGB uygulamasının belirli kriterlere uygun olması gerektiğini de ortaya koymaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), Türk ceza adalet sisteminde önemli bir yere sahip olan ve giderek daha fazla uygulanan bir kurumdur. HAGB, özellikle ilk kez suç işleyen ve işlediği suçun cezası görece hafif olan kişilere bir şans daha vererek, onları sabıkalı olmaktan ve cezaevine girmekten kurtarmayı hedeflemektedir. Bu yönüyle, HAGB’nin ceza adalet sistemimizin insancıllaştırılması ve suçluların topluma yeniden kazandırılması açısından önemli bir işlevi vardır.

Ancak, HAGB uygulamasının daha etkili ve adil hale getirilmesi için bazı iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda şu öneriler getirilebilir:

  1. HAGB kararı verilirken mağdur haklarının daha fazla gözetilmesi: HAGB kararı verilirken, mağdurun zararının giderilmesi ve mağdurun rızasının alınması gibi hususlara daha fazla önem verilmelidir.
  2. HAGB sürecinde denetimli serbestlik uygulamalarının güçlendirilmesi: HAGB kararı verilen kişilerin daha etkin bir şekilde takip edilmesi ve rehabilitasyonlarının sağlanması için denetimli serbestlik uygulamaları güçlendirilmelidir.
  3. HAGB’nin uygulanabileceği suç tipleri ve ceza sınırlarının yeniden değerlendirilmesi: HAGB’nin kapsamının genişletilmesi, ancak bunu yaparken toplumsal adalet duygusunun zedelenmemesine dikkat edilmesi gerekmektedir.
  4. HAGB kararlarına karşı kanun yollarının etkin bir şekilde kullanılmasının sağlanması: Yeni düzenlemelerle getirilen istinaf kanun yolunun etkin bir şekilde kullanılması teşvik edilmelidir.
  5. HAGB uygulamasında teknolojik imkanlardan daha fazla yararlanılması: Elektronik izleme sistemleri ve yapay zeka uygulamaları gibi teknolojik imkanlar, HAGB’nin daha etkin uygulanmasında kullanılabilir.

Sonuç olarak, HAGB, Türk ceza adalet sisteminin önemli bir parçası haline gelmiştir ve gelecekte de bu önemini koruyacağı öngörülmektedir. HAGB’nin daha etkili ve adil bir şekilde uygulanması, ceza adalet sistemimizin gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, HAGB uygulamasının sürekli olarak gözden geçirilmesi, iyileştirilmesi ve güncel ihtiyaçlara göre yeniden şekillendirilmesi gerekmektedir.

Paylaşın
× İletişime Geçin