Telefon:
+90 (312) 911 81 94

Adres:
​Çetin Emeç Bulv. Yukarı Öveçler Mh. Lizbon Cd. No: 2/3 Çankaya, Ankara

Tutuklamaya İtiraz

Tutuklama kararı, ceza yargılaması sürecinde sanığın veya şüphelinin özgürlüğünün hâkim kararıyla kısıtlanması anlamına gelir ve bu kararın verilmesi belirli şartlara bağlıdır. Tutuklama kararına itiraz mümkün olduğu gibi Ceza Muhakemesi Kanununa göre, tutuklama kararı yalnızca hakim tarafından verilebilir (CMK m.101). Tutuklama kararı verilirken deliller ve mevcut durumun titizlikle değerlendirilmesi gerekir. Tutuklama kararı verilmesi, adil yargılanma ilkesine uygun olarak, sanığın kaçma, delilleri karartma veya tanıkları etkileme riskine karşı alınan ciddi bir tedbirdir. Ayrıca, verilen tutuklama kararına karşı şüpheli veya müdafii tarafından itiraz edilebilir. Bu tutuklamaya itiraz süreci, tutuklama kararlarının hukuka uygunluğunu ve adil yargılama sürecini koruma amacı taşır. Tutuklama kararı ve tutuklamaya itiraz, ceza muhakemesi hukukunda son derece önemli hususlardan biridir.

Tutuklama kararının ancak hakim tarafından verilebileceğine ilişkin CMK m.101/1 şu şekilde düzenlenmiştir.

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.

Tutuklama kararını soruşturma evresinde sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise davaya bakan mahkeme verir. Soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısının talebi olmadan sulh ceza hakimi re’sen tutuklama kararı veremez. Çünkü soruşturma evresinde süreç tamamen Cumhuriyet savcısının kontrolündedir. Savcı talepte bulunduğunda, tutuklama kararı verip vermeme yetkisi sulh ceza hakimine aittir.

Sulh ceza hakimi, Cumhuriyet savcısının talebiyle bağlı olmasa da aleyhe olacak şekilde talebin dışına çıkamaz. Yani savcının istediği adli kontrol ile tutuksuz yargılanma talebine karşılık hakim tutuklama kararı veremez. Ancak tutuklama talebine karşı tutuksuz veya adli kontrol hükümleri ile tutuksuz yargılanma kararı verebilir.

Cumhuriyet Savcısının Tutuklama Talebi

Cumhuriyet savcısı, tutuklama talep ederken mutlaka gerekçe göstermeli ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını delillendirmelidir. Bu gerekçeler, tutuklama kararının hukuka uygunluğunu ve gerekliliğini sağlamaktadır. Hakim, savcının talebini değerlendirirken bu gerekçeleri dikkate alır.

Tutuklamaya İtiraz Süreci

Sulh ceza hakimi tarafından tutuklama nedenlerinin varlığı halinde verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz etmek mümkündür. CMK m.268’e göre kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde tutukluluğa itiraz edilebilir.

Tutuklama kararına kararına karşı öğrenildiği günden itibaren 7 gün (01/6/2024 ve sonrasında verilen kararlar açısından iki hafta) içinde itiraz edebilir.

Verilen tutuklama kararına şüpheli veya müdafii tarafından itiraz edilirse, bu itirazı ilk olarak kararı veren sulh ceza hakimliği inceler. CMK m.268/2 hükmü gereğince, itirazı inceleyen sulh ceza hakimi, itirazı yerinde bulmazsa ve eski kararının doğru olduğuna kanaat getirirse, dosyayı itiraz mercii olan asliye ceza hakimine havale eder. Aynı şekilde, savcılığın tutuklama talebini reddeden sulh ceza hakimliği kararına karşı da savcılık itiraz edebilir.

Kararına itiraz edilen sulh ceza Hakimliği, kararının düzeltilmesine gerek olmadığını düşünürse, dosyayı itiraz mercii olan asliye ceza mahkemesine gönderir. Asliye ceza hakimi, itirazı değerlendirerek nihai kararı verir.

Eğer sorguda şüpheli tutuklanmışsa, bu karara savcılık tarafından itiraz edilemez; ancak şüpheli veya müdafii tarafından itiraz edilebilir. Bu tür durumlarda, yani şüpheli veya müdafiinin yaptığı itiraz üzerine hakim tarafından karar verilmeden önce Cumhuriyet savcılığının mütalaası alınmalıdır. Cumhuriyet Başsavcılığı, itiraz dilekçesinin boş bir yerine mütalaasını yazar ve dilekçeyi tekrar tutuklama kararını veren hakimliğe gönderir. Tutuklama kararını veren hakimlik, bu mütalaayı aldıktan sonra itirazı değerlendirir. İtirazı yerinde görürse kararını düzeltir. Eğer itirazı yerinde görmezse, en fazla üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili asliye ceza mahkemesine gönderir (CMK m.268/2, 3-b).

Tutuklama kararına kimler itiraz edebilir?

Şüpheli ve müdafisi, tutuklama kararına itiraz edebilir. Eğer tutuklama talebi reddedilmişse, bu ret kararına itiraz hakkı tutuklama talebinde bulunan Cumhuriyet savcısına aittir. Önceki uygulamalarda, tutuklama talebinin reddi kararına sadece Cumhuriyet savcısının itiraz etme hakkı vardı ve müştekiye böyle bir hak tanınmamıştı. Ancak, 696 sayılı KHK’nin 93. maddesi ile CMK m. 104/2 hükmünde yapılan değişiklik sonucunda, “Ret kararına” ibaresi “Bu kararlara” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, tutukluluk devam ederken verilen tahliye kararlarına karşı hem Cumhuriyet savcısına hem de müştekiye itiraz etme hakkı tanınmıştır. İlk tutuklama talebinin reddi kararı da bu bağlamda değerlendirilerek, müştekinin de itiraz hakkının bulunduğu kabul edilmelidir. Ceza yargılamasında silahların eşitliği ilkesine uygun olarak bu düzenleme yapılmıştır.

Tutuklama kararından sonra verilen tahliye kararına karşı Cumhuriyet Savcısı ve müşteki/müşteki vekili kararı öğrendiği günden itibaren 7 gün (01/6/2024 ve sonrasında verilen kararlar açısından iki hafta) içinde itiraz edebilir.

İtiraz, kararı veren sulh ceza hakimliğine yapılır. İtiraz kanun yolu, CMK m. 267 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İtiraz, ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren 7 gün (01/6/2024 ve sonrasında verilen kararlar açısından iki hafta) içinde, kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek suretiyle zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en fazla üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan merciye gönderir.

01/01/2022 tarihinde yürürlüğe giren 7331 s. Kanunun ilgili maddesi ile CMK m. 268/3-b hükmünde yapılan değişiklik uyarınca, sulh ceza hakimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararların itiraz incelemesi asliye ceza hakimince yapılacaktır. Sulh ceza hakimliği işleri, asliye ceza hakimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir.

Sulh Ceza Hakimliğinin tutuklamaya ilişkin kararlarına karşı itirazı inceleme yetkisi asliye ceza mahkemesindedir. Sulh Ceza Hakimliğinin tutuklama ve adli kontrol dışındaki kararlarına karşı asliye ceza mahkemesine itiraz yoluna gidilemez.

Özellikle vurgulanması gereken nokta, sulh ceza hakimliği tarafından verilen tüm kararlara karşı Asliye Ceza Mahkemesi hakimine itiraz yolunun açık olmadığıdır. Tutuklama ve adli kontrol tedbirleri haricindeki kararlar için, CMK’nın 268. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendindeki mevcut usule göre itiraz incelemesi devam edecektir.

Yapılan değişiklik sonucunda, sulh ceza hakimliğinin tutuklama ve adli kontrol tedbirlerine ilişkin tüm kararlarına karşı asliye ceza mahkemesi hakimine itiraz edilecektir. Küçük ölçekli adliyelerde hakim sayısının azlığı nedeniyle, Sulh Ceza işleri asliye ceza hakimi tarafından yürütülebilmektedir. Böyle bir durumda, itirazı ağır ceza mahkemesi başkanı incelemelidir.

Ayrıca tutuklama kararı verildikten sonra CMK m.107 tarafından tutuklananın durumu yakınına veya belirlediği kişiye bildirilmeli ve şüpheliye bu hususta tutanak imzalatılmalıdır.

Tutuklulukta Geçecek Süre

Ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlarda, tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Örneğin, hırsızlık suçunda tutukluluk süresi bu sınırı aşamaz. Ancak, zorunlu hallerde ve gerekçesi gösterilerek bu süre altı ay daha uzatılabilir. (CMK m.102/1)

Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda ise tutukluluk süresi en fazla 2 yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde ve gerekçesi gösterilerek en fazla 3 yıl uzatılabilir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ile 12 Nisan 1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda bu süre 5 yıl daha artırılabilir. Örneğin, ağır ceza mahkemesinin görevli olduğu yağma suçunda kural olarak en fazla 2 yıl süreyle tutukluluk kararı verilebilir.

Belirtilen bu süreler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde geçen ve yerel mahkemece verilen hüküm tarihine kadar olan süreçteki tutukluluk süresine göre hesaplanır. Yani tutuklu sanık hakkında ceza verilip hükmen tutuklu bırakılması durumlarında, hükümden sonraki süreler (istinaf ve temyizde geçen süreler) bu sürelere dahil edilmememektedir.

Öngörülen uzatma kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafiinin görüşleri alındıktan sonra verilir.

Soruşturma Aşamasındaki Azami Tutukluluk Süreleri

Soruşturma aşamasında azami tutukluluk süreleri, kovuşturma aşamasındaki tutukluluk sürelerine nazaran daha kısa olarak belirlenmiştir.

CMK m.102/4 uyarınca; soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler için altı ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler için ise bir yılı geçemez. Ancak, Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu olarak işlenen suçlar için bu süre en fazla bir yıl altı ay olup, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.

Tutukluluk sürelerinin tamamı, fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmamış çocuklar için yarı oranında, 18 yaşını doldurmamış çocuklar için ise dörtte üç oranında uygulanır.

Örneğin, bir yağma soruşturmasında 18 yaşından büyük şüpheli, yağma suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanına girdiğinden en fazla 1 yıl tutuklu kalabilecektir. Yağma suçu faili, 15 yaşından küçük ise soruşturma aşamasında en fazla 7.5 ay tutuklu kalabilir. Bu süreler sonunda soruşturma tamamlanmamışsa, şüpheliler derhal serbest bırakılmalıdır. Açık yasa hükmüne rağmen serbest bırakılmayan veya hata ile daha fazla tutuklulukta süre geçiren ve netice olarak yargılama sonunda beraat edenlerin haksız tutukluluk dolayısıyla tazminat hakları doğabilecektir.

Çocuklar Hakkında Tutuklama Kararı

Çocuklar hakkındaki tutuklama kararı da sulh ceza hakimi tarafından verilir. Soruşturma aşamasında çocukların tutuklama kararında çocuk mahkemesi yetkili değildir. Çocuk Koruma Kanunu’nun “uygulanacak hükümler” başlıklı 42. maddesi uyarınca, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili kanunların hükümleri uygulanır. Bu nedenle, çocuklar hakkında tutuklama kararı, Çocuk Koruma Kanunu’nda bir düzenleme bulunmadığından, sulh ceza hakimi tarafından verilmektedir.

Ancak Çocuk Koruma Kanunu’nda, suça sürüklenen çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarına çocuk hakimi tarafından karar verileceği belirtilmiştir. Adli kontrol ve tutuklama kararları için bu yetki belirtilmediğinden, soruşturma evresinde çocuklar hakkında tutuklama kararı sulh ceza hakimi tarafından verilir.

Cumhuriyet savcısının tutuklama talebine ilişkin örnek:

Tutuklamaya itiraz dilekçesi:

Paylaşın
× İletişime Geçin