Telefon:
+90 (312) 911 81 94
Adres:
Çetin Emeç Bulv. Yukarı Öveçler Mh. Lizbon Cd. No: 2/3 Çankaya, Ankara
Türk hukukunda yabancı ülkeden alınan boşanma kararının tanıma ve tenfizi, uluslararası hukukun önemli bir alanını oluşturur. Günümüzde giderek artan küreselleşme ve insanların farklı ülkelerde yaşama ve evlenme özgürlüğüne olan talepleri, bu konunun önemini daha da artırmaktadır. Türkiye’de, yabancı ülkeden alınan boşanma kararlarının tanınması ve tenfizi süreci, uluslararası sözleşmeler, yasalar ve mahkeme kararlarıyla belirlenen karmaşık bir yasal çerçeve içinde yürütülür. Bu süreç, çiftlerin yasal haklarını korumak ve adil bir şekilde ayrılmalarını sağlamak amacıyla titizlikle izlenir. Ancak, farklı ülkelerin yasal sistemleri arasındaki farklılıklar ve prosedürler, bu süreci zaman zaman zorlaştırabilir. Bu nedenle, Türk hukukunda yabancı ülkeden alınan boşanma kararlarının tanınması ve tenfizi konusu, detaylı bir şekilde incelenmeli ve etkili bir şekilde uygulanmalıdır.
Tanıma ve tenfiz davası, yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli hale getirilmesi için gerekli bir yasal süreçtir. Bu yazımızda, tanıma ve tenfiz davasının önemi, davanın açılmaması halinde oluşabilecek sorunlar ve yeni düzenlemeyle getirilen kolaylıklar hakkında bilgi vereceğiz.
Tanıma: Türk hukukunun yabancı mahkeme kararlarını kabul etmesidir.
Tenfiz: Yabancı bir mahkeme kararının icrai etkilerinin Türk hukukunda icraya uygun hale gelmesidir. (MÖHUK m. 50)
Yurt dışında bir mahkeme tarafından verilen karar, Türkiye’de otomatik olarak geçerlilik kazanmaz. Bu kararın ülkemizde de hüküm ve sonuç doğurabilmesi için tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir.
Tanıma ve tenfiz davası, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de resmi olarak kabul edilmesi için gerekli yasal süreçtir. Bu dava açılmadan önce, yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması, maddi ve şekli açıdan hüküm ifade etmesi gerekir.
Boşanma açısından tanıma ve tenfiz davası, yabancı bir ülkede verilmiş bir mahkeme kararının Türkiye’de hukuki geçerlilik kazanması amacıyla açılan bir davadır. Yani, Türkiye’de evli olarak görünen kişiler, yurt dışında bir Türk veya yabancı ile evlendikten sonra o ülkenin yetkili mahkemesinde boşandıklarında, bu boşanma kararını Türk mahkemelerinde onaylatmak zorundadır. İşte bu onaylatma işlemine “tanıma davası” adı verilir. Ancak, yabancı mahkemede boşanılırken, mahkeme sadece boşanma kararı vermekle kalmamış, aynı zamanda velayet, nafaka veya tazminata ilişkin kararlar da almışsa, bu durumda açılacak dava “tenfiz davası” olur. Tenfiz davası, yabancı mahkeme kararının icra edilebilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmasını amaçlar. Yani tanıma, kararın hukuki geçerlilik kazandığı anlamına gelirken, tenfiz; kararın icra edilebilmesi için gerekli prosedürlerin yerine getirilmesini ifade eder. Bu tür davalar genellikle ticari, aile, miras, boşanma ve icra gibi konularda açılır.
Yurt dışında verilen bir mahkeme kararının Türkiye’de de geçerli hale getirilmesi için açılan tanıma tenfiz davası, doğru şekilde açılmadığı takdirde yıllarca sürebilir. Bu nedenle, dava açmadan önce bazı önemli hususlara dikkat edilmesi gerekir.
Tanıma ve tenfiz davalarında sunulması gereken belgelerin, ilk olarak, yabancı bir ülkede verilen boşanma kararının mahkeme tarafından alınmış olması gerekmektedir. Bu kararın mahkeme tarafından verilmiş olması büyük önem taşır. Bazı ülkelerde boşanma kararları kilise, belediye veya valilik gibi mahkeme niteliği taşımayan idari birimlerce de verilebilmektedir. Ancak, Türkiye’deki tanıma ve tenfiz davalarında bu tür makamların verdiği kararlar kabul edilmez.
Ayrıca, söz konusu kararın ıslak imzalı ve mühürlü aslı sunulmalıdır. Bu mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekmektedir. Kesinleşme, kararın taraflar açısından yargı yollarının tamamen tüketilmiş olması ve nihai sonuca ulaşılmış olması anlamına gelir.
Yetkililer, mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediğini tespit etmek için, kararın altına ilave olarak yazılan bir ek yazıya bakarlar. Bu ek yazının adı “kesinleşme şerhi”dir. Tanıma ve tenfiz davası için zorunlu olan bu belge, mahkeme kararının kesinleştiğini gösterir. Tarafların boşanmış kabul edildiği tarih, mahkeme kararının verildiği değil, kesinleştiği tarihtir. Bir yabancı mahkemenin henüz kesinleşmemiş bir kararıyla tanıma ve tenfiz davası açılamaz.
Yani, mahkeme kararının kesinleşmiş olması, tanıma ve tenfiz davası için gerekli olan bir dava koşuludur.
Kesinleşmiş bir mahkeme kararını elde ettikten sonra dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, “onay” olarak adlandırılan apostil işlemi olacaktır. Bazı ülkelerde boşanma kararları sadece mahkemeler tarafından verilmez. Örneğin, valilik veya belediye başkanlığı gibi kurumlar da boşanma kararı verebilirler. Kesinleşmiş bir boşanma kararının yetkili bir merci tarafından verildiğini belgelemek için apostil kullanılır. Bu, Türk Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla yapılan bir işlemdir. Apostil, boşanma kararını veren kurumun yetkili bir merci olduğunu doğrular.
Apostil, taraf ülkelerce imzalanan bir ülkede düzenlenen resmi bir belgenin diğer bir ülkede ibraz edilebilmesine olanak sağlayan bir onaydır (Lahey Konvansiyonu). Örneğin, Almanya’da düzenlenen bir belgenin Türkiye’de tanınmasını sağlayan belge bir apostildir. Apostil, belgenin düzenlendiği ülkenin yetkili makamları tarafından verilen, belgenin hangi yetkili makam tarafından verildiğini belirten bir onaydır. Apostil, belgenin düzenlendiği ülkede yapılır. Her sözleşmeye taraf ülke, apostilin hangi makamlarca düzenleneceğini kendisi belirler. Türk mahkemeleri, bir belgenin tanınması için konsolosluk onayı veya apostil görmeksizin karar vermez.
Türk mahkemelerinde resmi dil Türkçe olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, yurt dışındaki bir mahkemeden yabancı dilde alınan bir kararın Türk mahkemeleri tarafından kabul edilmesi için Türkçeye çevrilmiş olması gerekmektedir. Bu tür kararlar, konsolosluklarda veya yeminli tercümanlık hizmeti sunan tercüme bürolarında Türkçeye çevrilebilir.
Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir (MÖHUK m. 51/1). Fakat boşanma davalarına ilişkin olarak açılacak tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme aile mahkemesi olarak belirlenmiştir (Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun m. 4/2).
Yine, tanıma ve tenfiz davalarında kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa meskûn olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinin birinden istenebilir (MÖHUK m. 51/2).
Yurt dışına yapılan tebligatlarda çeşitli sorunlar gözlemlenmektedir. Pratikte, yurt dışına tebligat iki şekilde gerçekleştirilir. Yabancı uyruklulara yapılan tebligatlar Adalet Bakanlığı aracılığıyla yapılır. Duruşma gününü içeren tebligat evrakının, tebligatı gerçekleştiren merci tarafından belirlenen tarihten en az üç ay önce gönderilmesi gerekmektedir. Ancak, Adalet Bakanlığı, duruşma gününden en az beş ay önce postaya verilmesini önermektedir.
Tebligatla ilgili masrafların pul olarak gönderilmemesi, ilgili yabancı ülkede tebligat işlemi için gerekli olan masraf kadarının maliyeye yatırılacak harç makbuzunun tebligat evrakına eklenerek gönderilmesi gerekmektedir. Gönderilen tebligat evrakının ikinci bir kopyası, yabancı ülkenin tebligat mevzuatına göre, muhataba tebligatın yapıldığına dair bir şerh ile tebligatı gerçekleştiren makama geri gönderilir.
Türk vatandaşlarına yapılan tebligat ise, siyasi temsilcilik aracılığıyla gerçekleştirilir. Yani, yabancı ülkede tebligat yapılacak kişi Türk vatandaşıysa, tebligat o ülkedeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Bu durumda, bildirim Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya onların atadığı bir memur tarafından yapılır. Tebligatın konusu ve hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerini içeren ve 30 gün içinde başvurulmadığı takdirde tebligatın yapılmış sayılacağı uyarısını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatına uygun bir şekilde gönderilir. Böylece, tebligat yapabilmek için muhatabın mutlaka Türk vatandaşı olması gerekmektedir.
Türk hukukunda yabancı ülkeden alınan boşanma kararının tanıma ve tenfizi konusu, sıklıkla karşılaşılan ve önemli bir hukuki meseledir. Bu süreçle ilgili merak edilen birçok soru bulunmaktadır. Özellikle çiftlerin, yabancı ülkeden aldıkları boşanma kararlarının Türkiye’de nasıl tanınacağı ve tenfiz edileceği konusunda bilgi sahibi olmaları önemlidir. Bu bağlamda, sıkça karşılaşılan soruların yanıtları, hem yasal açıdan doğru bilgilendirme sağlamak hem de bu sürecin daha anlaşılır olmasını sağlamak açısından büyük önem taşır. Türk hukukunda yabancı ülkeden alınan boşanma kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda sık sorulan soruların yanıtlarını derledik.
Tanıma ve tenfiz davasını açmadığınızda: yurt dışında boşanmış olsanız bile Türkiye’de hala evli olarak görünürsünüz. Bu durumda şu sorunlarla karşılaşabilirsiniz:
Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar aşağıdaki hallerde nüfus kütüğüne tescil edilir:
Yurt dışında alınmış olan boşanma kararlarının tanıma davası açılmaksızın Türkiye’de geçerli hale getirilmesine imkan tanınmıştır. Kural olarak, yurt dışında alınmış olan mahkeme kararlarının Türkiye’de tanıma ve tenfiz davası açılmaksızın geçerli hale getirilmesi mümkün değildir (Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 27/A). Ancak yurt dışında alınmış olan boşanma kararlarının tanıma davası açılmaksızın Türkiye’de geçerli hale getirilmesine imkan tanınmıştır. Yeni düzenleme ile boşanma kararının nüfus müdürlüklerince, nüfus kütüğüne tescil edilmesi mümkün hale getirilmiştir.
Taraflara sağlanmış olan bu imkan, sadece boşanma kararlarını değil aynı zamanda, evliliğin butlanına, iptaline ve mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin verilmiş olan kararların da nüfus kütüğüne tescil ettirilmesini kapsamaktadır (Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 27/A).
Eğer bir avukat görevlendirirseniz, Türkiye’ye gelip mahkemede görünmeniz gerekli değildir. Avukatınız sizin adınıza gereken tüm işlemleri yapacaktır.
Boşanma, evliliğin butlanı, iptali kararının nüfus kütüğüne tescili başvurusu şu mercilere yapılır (Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 27/A):
Eski düzenlemede, bu haktan yararlanabilmek için eşlerin birlikte başvurması gerekiyordu. Ancak, yapılan değişiklikle bir tarafın ölmesi veya yabancı olması durumunda, Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekili tek başına başvuruda bulunabilmektedir. Bu nedenle, bir tarafın ölmesi veya yabancı olması durumunda, Türk vatandaşı olan diğer taraf tek başına başvurabilir. Ayrıca, tarafların vekilleri aracılığıyla da başvuruda bulunmalarına izin verildiğinden, yurt dışında boşanmış olan kişilerin boşanma kararını Türkiye’de nüfus kütüğüne kaydettirmek için Türkiye’ye gelmelerine gerek kalmamıştır. Türkiye’den bir avukata vekalet verilmesiyle, yurt dışında alınan boşanma kararının Türkiye’de geçerli hale getirilmesi mümkündür.
Yurt dışında alınmış olan boşanma, evliliğin iptali, evliliğin butlanı ve varlığının tespitine ilişkin kararların Türkiye’de nüfus kütüğüne tescil ettirilmesi başvurusunda sunulması gereken belgeler aşağıdaki gibidir ve başvuru formuna eklenir:
Eksiklik tespit edilen belgeler için doksan günlük bir süre verilir. Bu süre içinde eksik belgelerin tamamlanmaması durumunda başvuru reddedilir.
Başvurunun kabul edilmesi durumunda, yabancı mahkeme tarafından alınmış boşanma kararı Türkiye’de de geçerli olacak ve taraflar Türkiye’de de boşanmış olarak kabul edilecektir. Ancak, başvurunun reddedilmesi de mümkündür. Başvurunun reddedilmesi için birkaç durumun varlığı gereklidir: Yabancı ülke adli veya idari makamlarınca verilen kararla ilgili olarak Türkiye’de açılmış ve halen görülmekte olan veya reddedilmiş bir dava bulunması durumunda başvuru reddedilir. Ayrıca, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olan kararlar gerekçe gösterilerek başvuru reddedilebilir. Genellikle komisyonda tescile yönelik verilen kararlar, dış temsilcilikler veya il müdürlükleri tarafından yedi gün içinde nüfus kütüklerine tescil edilir. Ancak, nüfus kütüğüne yapılan başvuru nüfus müdürlüğü tarafından reddedilirse, başvuran taraflardan her biri, tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, varsa sakin olduğu yer, yoksa İstanbul, İzmir veya Ankara’daki Aile Mahkemelerinde dava açabilirler.
Yabancı mahkeme veya idari makamların, nafaka ve velayet gibi hususlara ilişkin tenfiz hükümleri yani icra kabiliyeti olan hükümler içeren kararları için, yine Türk Mahkemeleri’ne başvuru yapılması gerekecektir.